Kışa hazırlık çalışmaları devam ediyor..

Bizimki bu hafta  baba sana yardım edeyim diye geldi. Benimde aklımda da kullanmadığım küçük ana kutularını kuş yuvası haline getirip bir yerlere asma fikri vardı. Bizimki başlamama vesile oldu boya işini ona devrettik.

Balları aldıktan sonra aldığımızı yerine koyma amaçlı şerbet yapıp besliyoruz. Her hafta 25 litre 1:1 şerbet yapıyorum bunuda 20 litrelik damacana ile arılığa götürüp kolonilere taksim ediyorum. Bu koyu şerbet yaklaşık 28 kg geliyor ve taşımakda zorlanıyorum. Zira boynundan tutup taşırken insanın elinden kayıyor.

Bu sorunu aşmak için bir damacana taşıma aparatı yaptım. 8 lik inşaat demirinden bu aparatı büküp kaynattım.

Damacanaya resmen kulp yapmış oldum.

Büyük taşıma kolaylığı oldu.

Kaybolmasın kolay bulunsun diye kırmızıya da boyadım ..

Bu aparatı yaparken baktım kaynak makinamın fanı çalışmıyor. Hemen açtım.

İmalatçı resmen bilgisayar fanı kullanmış:(( Buda toz vs den sıkışmış temizledim düzeldi. Aslında böyle aletlerin zaman zaman bakım ve temizliğini yapmak lazım ama ihmal etmezsek olmuyor sanki:((

Geçtiğimiz hafta 5 litre şerbet verdiklerimin kapları alındı

kayık tipi kış boyu kovanda kalacak olanlar kondu ve beslemeye devam edildi.

Ana kutularının stokları yerinde ama beslemeye devam ediyorum. Bunlara petek ördürüp kış arılarını oluşturtmam lazım.

Komşumun ballarını da gecikmeli olarak hasad ettik.

İlaçlı Gazoz :)))

Sarıcalar iyice çoğaldı. Bu hafta gazozlarını hazırlayıp verdim. Bu mevsimde en çok şekerli gazozlara rağbet ediyorlar.

Cuma günü 25 litre invert şerbet hazırladım. Koloni başı beşer litre moral beslemesine devam ediyorum.

Cumartesi günü Dr Erdal bey misafirimdi. Bal lazım diye hafta içi telefonlaştık. Hayvan sever ve doğa sever biri ; olurda arıları merak etmezmi. 

                                                       Dedim maske vereyim

                                                       sen takmayacakmısın dedi 

                                                       dedim yok 

                                                       o zaman bende takmam deyince

                                                                böyle girdik arılığa.

Önce ana arı üretim ruşetlerini kontrol ettik.

Arıların uysallığından karniol cinsi olduklarından felan bahsettik.

 Ben ana arı göstermeye çalışıyorum benden önce gördü. Maşallah gözler sağlam.

Anlattım arıcılıkta çıraklara "körükçü" denir. Bende adayım dedi ve bir süre sonra baktım bidonu elimden aldı tamam dedim işbaşı yaptın:)) Ben benzer hobilerimin olduğu  bir meslektaşımla güzel bir gün geçirdim. Kapımın kendisine her zaman açık olduğunu söyledim.

Tavuklarımında keyifleri yerindeydi. Gariplerim üç gün gezebiliyorlar.

Birileri geçen hafta "erkek"den bahsetmişti:)) işte erkek... Yürüyüşü yeter:))

Pazar günümü bostanıma ayırdım. 

Bu senenin bölmeleri ve kıymetli kolonilerimde stoklarda azalma gözledim böyle kolonilere çift şerbetlikle yükleme yaptım.

 Genelde kolonilerimde yavru durumları oldukça iyi.

Bu kızımız bu sene Bursadan yumurta ve larvalarını almaya gittiğimiz ana arılarımdan biri. Maşallah durumlar oldukça iyi.

Arılarda kış bakımı başladı..

Bu hafta 40 litre şerbet hazırlayıp kış hazırlıklarına başladım.

Nektar geliri iyice azalınca  girişlerde savunma üst düzeye çıkarılmış

Musluklar savunmaya yardımcı olmak amaçlı olarak daraltıldı

Girişlerin daraltılmasıyle sıcaktan bunalma olmaması için çekmeceler çekildi.

Bu sene bala çalışan kolonilerimin hepsi çekmeceli.

Arılarımın şerbetlikleri kondu kışlama düzenine geçtiler.

Bu hafta moral bozukluğunu önlemek amaçlı koloni başı beşer litre şerbet yüklemesi yapıldı.

Özel tepsilerde şerbet verildi.

Arılardan arta kalan zamanda bostanımda gübreleme yaptım. Teneke içinde tavuk gübresinden şerbet hazırlayıp öylece veriyorum.

Mısırlarım ogunlaşmaya başladı

Seneye bunlara damlama sulama sistemi kuracağım. Su ihtiyaçları tahminimden fazla çıktı.

2015 Bal Sağımı

Bu hafta arılarımın balını aldım. Bala çalıştırdığım toplamda dokuz on adet katlı kolonimden doksan kilo bal alabildim. Kovan başı 9 kilo benim bu güne kadar gördüğüm en düşük rakam. Ana arı ızgarasını bu sene  kullanmadım bundaki amacım yavru alanını daraltmamaktı. Malum bu inekler küre şeklinde yavru alanı oluşturmakta ya ızgara koyarak bu küreyi alt kata sıkıştırıp küçültmek istemedim. Sadece üç katlı iki kolonide ızgara kullandım onlardan biride zaten kata çıkamadı. Sağımda yavrulu çıtaların ballarını almadım. Bu yavrulu çıtaları santrifüj ederken yavruların ölümüne ve sonrada koloni gerilemesine neden olabiliyorsunuz.

Çıtaların üzerlerindeki arıları kovan önüne koyduğum plastik rampalara silkeledim. Kovan içine silkelediğinizde çıtalara kısa zamanda tırmanan arılar defalarca silkelenmekten dolayı hırçınlaşabiliyorlar. Bu tecrübelerimle sabittir. Rampadaki arılar kovan kokusunu alınca koyun sürüsü gibi musluktan giriyorlar. 

Balları aşağıdaki videoda  bir kısmını izleyeceğiniz üzere kolayca topladım. Geçen sene ileri derecede melezleşmiş bir iki kolonim vardı saldırganlıklarından bezmiştim. Bu sene rahatım sadece f1 lerle çalışmaktayım. 

Ballar alındıktan sonra evde sır alma tezgahı, çevirme makinemi kurup işe giriştim. İç işleri evde buna nasıl izin verdi diyenler olacaktır işi bileceksiniz tabi :)))

Yeni sır alma tezgahım bence süper oldu. Kullandığım 6 mm lik paslanmaz çubuk biraz ince geldi esneme yaptı ama beleş atın dişine bakılmaz hesabı idare edeceğiz artık.

Benim körükçüm canavar gibi. Sır alırken akılda vermeye başladı.

Santrüfrüj makinesini zaman zaman o kullandı ancak baba yüreği dayanırmı çok yüklenemedik.

Mutlu son ballar kavanozlara girdi. Bu sene 8 litrelik cam kavanozlara koydum ballarımı. Tenekeler laklı da olsalar bir sene sonunda paslanma yapabiliyorlar. Camda böyle bir sorun yok. Defalarca yıkayıp kullanma şansım da var.

Günün yorgunluğu sevgilimle deniz sefası yaparak atıldı.

Sır alma tezgahı...

Her hafta bahçeme gidince ilk iş tavuklarımı serbest bırakırım. Bu gördüğünüz üç tavuk eve yumurta aldırmıyorlar. Bu hafta bir iyi taraflarını daha keşfettim. Kendi kendilerini yoluyorlar. Böyle giderlerse bir seneye kalmaz çırılçıplak olacaklar:)) kesimde bana bayağı rahatlık olacak:)))

Arıcılık ta bu güne kadarki sıkıntılarımdan birisi sır alma tezgahımın istediğim gibi olmayışıydı. Arkadaşları izledim, fuarları gezdim kimisi ağır yer kaplayan cinsten, kimisi yaptığı işe göre pahalı vs. idi. Kafamda da gıdaya uygun malzemeden üretilmiş hafif  ve kullanışlı bir şey olmalı düşüncesi vardı ama bu haftaya kadar bu hayalden somuta bir türlü geçemedi. Bu hafta bir yapı marketten bir plastik kutu, paslanmaz çelikten imal edilmiş bir nihale aldım. 1 50 cm boyunda 6 mm çapında paslanmaz çelik bir çubukda iş yerimde bulunca (ki demircilerde bulmak mümkün) işlem tamam dedim ve montaj aşamasına geçtim.

Nihalenin plastik kutu duvarında içine oturacağı kanalı oluşturmak amaçlı plastik içme suyu borusunu yatar testerede yardım.

Plastik boru iki adet vida ile yarık kısmı üstte kalacak şekilde kutunun duvarına sabitlendi ve nihale bu yarıktan içeri sokuldu.

Paslanmaz çubukta aşağıda görüldüğü üzere bükülüp şekil verilerek uçlarından kutunun diğer tarafına  vidalandı. Çubuğun nihaleye bağlanan kısmı ise paslanmaz çelik tel ile sabitlendi.

Nihale dediğim ızgara şeklindeki aparata sırı alıncak olan petek alttaki resimde görüldüğü gibi dayanacak ve çalışılacak.

Sırları alınmış yada alınacak olan peteklerin konacağı yerde görülmekte. Bu tezgah benim için hafif olması her yere rahatlıkla götürülebilir olması peteğin konduğu kısmın petek kırılmasına yol açmayacak şekilde dolu olması nedeniyle çok kullanışlı oldu. Arıcılıkta bir problemimizi daha bu şekilde çözmüş olduk.

Geçtiğimiz hafta boş bulduğumuz bir anda ustamızın yanına uğradık. Bekledik keçi meçi... hani olmasada kallavi şekilde ağırlar dedik ama bir çürük domates iki salatalıkla savıldık. Aşağıdaki resmide hani bizim bostanda da var karnımız tok demek için koyuyorum:))) Şaka maka bir yana bahçe işinde tohum fide çok önemli. Ben bu sene Gebzede kadıllı köyünden seralara fide satan ziraatçılardan aldım. Sonuç görüldüğü gibi ortada. 40 kök domates kışlık domates işinide neredeyse halledecek. Bundan önceki senelerde semt pazarından vs den alırdım 3-4 ay emek verir hüsrana uğrardım. Sayar söverdim ama sonraki seneye kadar kimden aldığımı da unutup gene aynı adamdan aldığım bile olurdu. Bundan sonra pazarmış yol kenarıymış köylüymüş yok kardeşim almam. Bilindik yerden alacağım ki keyifle yiyebileyim.